12 Ağustos 2011

Buradayız

Bu post sevgili Candan Bozdağı için gelsin...Cıstakkk....cıstak...
Havuzdayım canımmm, kusura bakma. Bi rahat vermedin yani:))
**************
Doluyuz epeyce...
Ama öyle yorgun ve bir o kadar da bıkkınım ki, yazamıyorum artık. Elim gitmiyor. 3 yıldır aynı sorunlar etrafında yazıp duruyorum, kafamda sanki bir sürü tilki, hepsi daireler çizarek koşuyor ve aynı zamanda kuyruklarını yakalamaya çalışıyorular.
İşte ben o kuyrugunu yakalamaya çalışan salak tilki modundayım.





(Nazlı Ablasıyla vakit geçirdi epeyce-Üst Fotolar)

(Asya ile yaramazlıkları)
Küçük adam büyüyor bu arada, mental ve davranış olarak büyüyor tabii, fiziksel olarak algılanmasın.
PDA angiyosu sonrası sıra aylardır süren mukuslu kakaya geldi. Süt alerjisi de dahil tüm tezlerimiz geçersiz kalınca sebebini anlayabilmek için endoskopiyi kabul ettik sonunda. Tekrar anestezi verildi, sonucta kronik kolit ve kronik gastrit çıktı. Bu defa sıra kolitin sebebinin araştırılmasına geldi. Barsaklarda yara olmadıgına göre yediği bazı şeylerden kaynaklanıyor olmalı denerek gıda intolerans testi yapıldı, 5 gıdaya karsı. Hayatımda boyle bir test görmedim, 5 gıdaya karşı test yapılıyor ama sonuc sadece tek bir pozitif. Ne sonucun degeri var ne de referans aralığı. Doktor diyor ki bu test % 95 süt ve yumurta içindir. Süt ve yumurta intolerans konusunda kardeştir, ikisini birden kesin. Öyle ki yediklerinin içinde bile olmayacak. HAl böyle olunca tüm bisküvi-kek-çikolata-kahvaltılıkların cogu kesilmiş oldu. Çocuga ne yedireceğimi şaşırıyor olsam da aylardır devam eden ishalin şak diye kesilmesi acayip sevindirik yaptı bizi. Öyle ki sokakta gördüğüm insanlara "Candaş bugün sadece 2 kere sıçtı biliyor musun? Hem de Allah seni inandırsın neredeyse taş gibiydi" diyesim var yani :)))

MArmara Universitesine gidiyoruz cogu muayenemiz için artık. GAstroda süt ve yumurta konusunda aynı seyleri soyledi, ama yavaş yavaş başlayalım vermeye dedi. Gunluk 1 çay kaşığı peynir ile başladık, suanda gayet iyi gidiyor. 2. hafta 2 kaşığa çıkacak. 1 ay sonra da 1 çay kaşığı yumurta sarısıyla başlayarak tepkileri gormeye çalışıcağız. Hem de barsakların o gıdalara karşı toleransını artırmış olacağız umuyorum ki...

FMF atakları konusunda pek ilerleme kaydedemedik. Kortizona devam son hızla. HAtta 2 ay once endoskopi olacagı zaman sabah ilaçlarını vermemiştim, kortizon da içindeydi tabii. Akşam yarım doz vermiştim ve sonraki gun atak geçirdi yine :))

Bu kadar hastalık ve ilaçlarla büyüme konusunda da ilerleme sağlayamadık doğan olarak. Öyle ki son 6 ayda hiç uzamadı boyu. Hem ishal hem kortizon olunca sonuç bu oluyor tabii. Endokrin takibine devam ediyoruz, hormon başlayabiliriz artık dedi. Ama sanırım bu defa biz vazgeçtik, onca hastalık ve ilaçlar arasında bir de çocuga her gece iğne yapmak ve tabii ilacın yan etkileriyle boğuşmaya gerek var mı? Evet yaşıtlarından epeyce küçük bir cocuk ama herseyin de farkında. Birçok konuda yaşıtlarından çok üstte oldugunun da farkında. Herkes farklıdır, Onlar boy olarak büyük olabilir, sen de bildiklerinle büyüksün onlardan benzeri şeyleri ön plana çıkarıyorum aslında. Kendine güveneceği birşeyler olsun ve bunu bilsin istiyorum.


(Kreşte en sevdiği arkadaşı Nehir)


Bu sene hastanelerle boğuşmamız sanırım had safhaya çıktı, önceki yıllarımız daha rahattı.
Romatoloji, endokrinoloji, gastro, nefroloji, immunoloji ve göz poliklinikleri son 6 ay içinde ziyaret ettiklerimiz. Hee, kardiyolojiyi nasıl unuturum? En başta o oldu bu sene.
Kortizon nedeniyle göz kontrollerinin önemi arttı. Gittik kontrole Dr. Hüseyin Yetik'e. Doktorlar konusunda genellikle şanslıyız. En azından sürekli takip olacağımız doktorları belirleyene kadar çok çeşitlilerini görüyouz tabii ama idamedekiler oldukça iyi, hele bizim gibi çok doktor gezen birileri olunca doktor secimi hassaslasıyor.
Hüseyin Bey Candaş'ın ilk kez insan vucuduna ilgi çekmesini sağlayan doktordur.
3 yas kontorlunde hastanede hiç göz resmi olmadıgını farketmişti ve dr sormuştu. İşin ilginci doktor da farketmemişti daha önce. O da Candasın gözün anatomisi gösteren bir kitaptan gözü anlatmıştı. İşte o gün bu gündür Candasın tüm resimleri ve kitapları insan vucudu üzerine oldu. Doktor olma isteği de Hüseyin Beyle tanışınca oldu küçük adamda.





Göz muayenemiz güzel çıktı bu arada. Candas balık ve havucu buyuık bir istekle tüketiyor, "gözümüğn arka kısmındaki damarlar çok güzel olacak" diyor.

Keyfimiz yerinde genelde, geziyoruz, misafir ağırlıyoruz. Baki Dede bir ameliyat geçirdi, İzmir'de. Maaile İzmirdeydik. Kömür Ailesi ilke kez biraradaydı. Dedenin ameliyatı da iyi geçince Çeşmede deniz keyfi yaptık 2-3 gün. 2011 dönemi tatili de bu oldu böylece. Hem açılış hem kapanış oldu yani.


Küçük adam kuyruk modunda hala benimle. Adım attırmıyor bana. Nasıl bağlılık bu bilmem böyle. Geceleri bile sağdan sola dönerken yanında olmayayım " başlıyor "anneeeeee" sesleri. Bu arada beraber uyudugumuzu da yazmaya gerek kalmadı.
Ağzı inanılmaz laf yapıyor, "sevgi böceğim, en kıymetli annem, güneşim benim" ilk aklıma gelen hitap sözleri.




Belediye otobüsüne binip, aha da böyleeee oturasım var yani son zamanlarda

Hiç yorum yok: