26 Ekim 2010

Bi' Garibim Bu Aralar


Bi' garibim bu aralar sevgili blog.

Senin küçük adam var ya hani, pardon O duymasın küçük adam dediğimi, kızıyor. Büyük adammış O, genç adam diyoruz biz de, orta yolu bulduk. Öylle agresif öyle manyaktı ki tüm yaz sezonu boyunca ve son 2 haftaya kadar.

Sürekli böğüren, vuran-kıran, tırmalayan ısıran, herşeye muhalefet ama öyle tipik çocuk muhalefeti değil...Şımarık, arsız, lafdan sözden dinlemez...
Ben ki çocuğuma hiç el kaldırmayan anne olacağım derdim hep, asla idi benim için.

İtiraf ediyorum sevgili blog, yaptım.
2 haftadır daha iyi. Anlaşalım söz işe yaramaya başladı, "ıııı, bi' fikrim" şeklinde çıkışlarla kotarmaya çalışlyıoruz. Amerikayı yeniden keşfetmiş gibi yani.
Boyundan çokkk büyük laflar ediyor.

"Ben küçük bir çocukken" diye başayan hikayeler anlatıyor. Büyümüş salak da, ben küçük bir çocukken diye hikaye anlatıyor.
Kreşin belalısı oldu. Bugun arıyor Ayşe Anne, ama telefonun ucunda benim müstakbel gelin Zeynep vardı. İçini çeke çeke başladı konuşlmaya:
"Candaşın anneesiiiii, Candaş var ya benim tepeme çıktı, ayağıma bastı, bi de yapma Candaş dedim ama o yine de yaptı, saçıma bastı"
Evet şikayetler başladı. Zeynebimin durumuna çok üzüldüm ama o hali telefondakivar ya hani, gülmemek için zor tutuyorum kendimi.

"Benim de sözümü hiç dinlemiyor biliyor musun Zeynep dedim. Ne yapacağımı şaşırdım ben de.
"Düşünme cevası vermelisin O'na" dedi
Haklsıın dedim, ama daha önce denedim işe yaramıyor, daha da yaramaz oluyor dedim.
"O zaman hamurla oynamama cezası verebilirsin, çünkü Candaş hamuru çok seviyor"
Çok iyi fikir dedim, bunu deneyeceğim.
Tatmin oldu poposu ısıralısı kuzucugum.
Zor, hem de çok zormuş çocuk yetiştirmek.

Ne zaman paramız yok desem mesela cevap standart,
"Benim kum paramda bissürü para var, kullanabilirsin"
O para da ne praymış bitmek bilmedi gitti.
Bu sabah işle evin tam ortasında kakam geldi diye ağlamaya başladı. Az kaldı okula desem de acıyor, kaçıyor diye ağlıyor. Ara sokaklara girip, bir fırının önünde durdum. Koşa koşa gittik, ama titiz beyefeituvaleti kullanmamıza izin vermedi, müsait değilmiş, türkçesi tuvaleti bokgötürüyor, o hali,ni görürsen 7 sülalen benden ekmek almaz demekti. Çocuk alına sıçacak dediysem de laf anlatamadım. Poşet ver bari dedim, fırının kapısında poşete kaka yaptırdım yavrucağıma. İshal olmuş, iyi bile tutmuş o saate kadar.
Her sabah gimicemmmm krizi başlı başına cinnet sebebi.
Her sabah standart "okuya gitmek iştemiyoyummmmmm"
Ama iyiyiz bu aralar.
Sağlık sorunlarını da yazayım biraz sevgili blog.
Tüm yaz boyunca 2,5 ay süren astım krizleri yaşadık. Ösürük-hırıltı-burun akıntısı...Öksürük dediysem tık..tık diye düşünme. Geceleri sabaha kadar boğmaca krizleri şeklinde sürdü. TAm azaldı derken 2 gün sonra tekrar...tekrar şeklinde geçti.
Bu süreçte 3 doktor değiştirdik. 3. de tam dişime göre buldum. Doğum hikayesi benimle aynı olan, ikizlerinden birini kaybeden ve diğeri 2 yaşında olan bir anne öncelikle. Candaşı anlatınca yerinden kalkıp bana sarılan bir profesör... Parasıyla değil mi yapar diyorsan eğer sevgili blog değil diye cevap veririm ben de. Parada pulda işi olmayan bir insan. O kadar diyeyim yani...Çocuk göğüs hastalıkları uzmanı.
Aslında yoğun bakım doktorumuz Pınar Dayanıklı'nın önermesi, Çocuk romatologumuz Prof. Dr. Özgür KAsapçopurun arkadaşı olmasından da böyle bir kşilik çıkacağını tahmin etmeliydim. Bu sayede genç adamın tüm doktorlarını kafama göre ve tabii genç adamın tedavisine göre de toparlamaa başladık sanırım. Çocuk endokrin konusunda da kendi çalıştığım hastanenin dr favorim şuanda. O da Pınar Hanım.
Öksürükler sonunda kontrol altına alındı, umarım böyle kalır.
FMF atakları ortizon ile kontrol altında, şimdi daha iyi anlıyorum ki ne işkence yaşamışız 3,5 yıldır. Kortizon yarım doza bile düştü, ama sanırım bu dozda biraz kalmamız gerekecek.
Büyüme konusunda ise ilerleme yok ne yazık ki. Yeme sorununu epey çözdük, sözler ve güzel iletişimle yolunda gidiyor. Ancak ben asabi olursam yemeği unutmam gerekiyor. Yemesi iyi ancak büyüme yok.
4 yaşı bitecek ama hala 10,5 Kg ve yeni 90 cm ulaştı. Büyüme hormon tedavisi konusunda Pınar Hanıma bıraktım kararı, ona güveniyorum. Öyle mantıklı güzel açıklıyor ki herşeyi, daha ne isteyeyim.
Kemik erimesi için 2 aylık tedavi bitti, devamedeli,m dedi doktorumuz. 1 kutu daha bitsin, tekrar ölçüm yapalım dedi. Umarım güzel sonuçlar alırız.
Blogcugum onca aradan sonra bu kadar yeter sanırım. Sonra gene yazacam.

2 yorum:

M.İ.N.İ dedi ki...

canım benim yıne öyle güzel anlatmışsın kı yaşadıklarını bir annenin üzüntülerini tesellierinı sanki karşımda oturmuş bana anlatıyor gıbısın.Hepimizın yaşadığı şeyler aslında bu yükselmeler ama gün geçtıkçe büyüyorlar ve bır bakıcaz kı bu günler çok gerıde kalmış.Sadece sabır gerek bıze sevgıler candaşa öpücükler

aysencifci dedi ki...

Çok merak ettim sizi. Sondan 2 önceki Beken'e yazdığınız o posta belki 3 kez yorum göndermeye çalıştım, her seferinde hata verdi. Vardır elbet bir hayır dedim ve sonra göndermedim.
Bu yazdığınız şımarık, asabi vs kısmı tamamen yaş itibariyle oluşuyor. Bizim 6 ay gibi sürdü, sonra kendiliğinden bitti. Tek çare sabır sanırım. Zaman zaman anne olarak kopsakta sonra toparlıyoruz durumu. Bazen popoya bir şaplak ilaç gibi geliyor..
İçinize sinen doktorları bulmanıza da çok sevindim. Umarım artık şans melekleri (sağlık yönünden) Candaş'a yapışır ve tüm sorunlar çözülür. Cennetliksiniz bunu bilin yeter. Öpüyorum hem sizi hem büyük adamı.