24 Temmuz 2008

SİNOP'UN SESİ-İSTANBUL BASKISI

Sinop gezimiz 3 hafta sürdü. Dolu dolu geçen 3 hafta...Bizim sarı kedinin keyfine diyecek yoktu. Adama bir ilgi, bir alaka sormayın. Kucaktan kucağa gezdi, sürekli elinde yiyecek birşeyler vardı, hayvanların peşinde koşturdu durdu.

Bu 3 hafta sarı kediye neler kazandırdı?

*Bütün organlarını biliyor ve gösteriyor, bunları başkalarının üstünde de gösteriyor.Ancak hepsi parmakla gösterilmesine rağmen gözü sorulduğunda kirkiplerini kırparak gösteriyor :))
*Müzik çalınca oynuyor ve O da şarkı söylüyor.

*Ananne, anne, baba, dede, mama, cici söyleyebildiği kelimeler.

*Kedi diyince "miiiii", inek diyince "moo", tavuk diyince " gog gog goooo" diyor.

*Eşyalar sorulduğunda parmakla işaret ederek gösteriyor.

*Biz O'ndan bağımsız olarak birşeye güldüğümüzde O da işini bırakıp yanımıza gelerek bizimle kahkaha atıyor (bunu seyretmek çok zevkli oluyor. Ne anlayıp da gülüyorsa?)

*Üstüste kendi başına üç küp diziyor, küpleri tek tek ben verirsem ve alttakileri de tutarsam 8 taneyi diziyor.

*Halkaları çubuğa geçiriyor, ama büyük-küçük kavramı henüz yok.

*Sinop'taki ilk günlerimizde kedi peşinde koşturmak için 2 elinden tutunca yürümeye başlamıştı. Son günlerimizde ise tek elinden tutunca yürümeye başladı. Tay tay durmalar çok az ve kısa süreli hala.

*Çirkin, şaşkın, kızgın taklitleri yapıyor.

*Masayı kirlettiğinde peçete alıp silmeye çalışıyor.

*Yeme konusunda ilk hafta artmıştı yemesi. Sonra bir diş çıkardı, ateşlendi ve yemesi azaldı. İstanbul'a döndüğümüzde ise ishal oldu ve 3 gün sürdü. 1 ay öncesine göre 300 gram eksiye düştük yani :(((

İlk aklıma gelenler bunlar.

Biraz da resimler konuşsun:

Hiç yorum yok: