Küçük adamın blogu burası ama bağımlı bir blog.
Anasına bağımlı tabii.
En son hastane maceramızdan sonra film kopmuş bende. Biraz toparlamak lazım.
Hastane sonrası 1 hafta izin aldım ve küçük adam iyice toparladı, hem de birlikte vakit geçirdik biraz.
Sonra tekrar kreşe başladı.
Nasıldı diye soranlara kabus işte budur diyorum.
Şöyle ki, sabahları yatağında daha uyurken otomatiğe bağlanmış şekilde, kafa iki yana aralıksız sallanarak "hayıyyy, hayıyyy, hayıyyyy" diye bir başlıyordu. Bir dakika bile ara vermeden 2,5 saat sürdüğü bile oldu. Evden çıkmamak için kapılara tutunmak, sonrasnda kafasını kapılara-duvarlara vurmak, beni tırmalamak-dövmek (yüzümde bilimum darp izleri bile oluşmuştu), agresif hareketler vs vs.
Evden güçlükle çıktıktan sonra yol boyu ağlama, kreş kapısında "anne, hayır" diyerek gözlerimin içine en derininden, en acıklısından bakışlar...
"annne, hayıyyy, anne hayıyyy, anne hayıyyy" diyerek çıldıran çocuğu ise kucağından kopartıp kanırtırcasına kreşe bırakmak ve o psikolojiyle işe gitmek.
Sonrasında gün boyu ağzına lokma girmeden, hatta yemek mamasına bile oturmadan, kreş kapısının tam karşısına otururp kafasını öne-arkaya salllayarak "anne gelecek, anne gelecek, anne gelecek" şeklinde geçen dolu dolu bir gün.
Bayılırcasına gidilen öğlen uykusu ve uyandığında kaldığı yerden devam.
Akşam gittiğinde sesi, ne söylediği bile anlaşılmayacak kadar kısılmış bir çocuk....
İşte böyleydi ilk günler. Hatta haftalar. Ömrümden ömür gitti dedirtecek bir dönemdi. Ne yapmalılar arasında geçirdim. Kreşten alıp bakıcı tutulabilirdi, ama bir süre sonra tekrar kreşe geldiğinde bu süreç sıfırdan ve de daha ağır şekilde yaşanabilirdi.
"Sabret geçecek" sözlerine yalandan inanmak istemekle geçen ilk hafta kabustu.
2. hafta daha ılımlıydı.
Yok bu çocuk alışamayacak derken azalmaya başlayan ağlamalar ve bakıcı annesinin adını söylemeler evde....
Hergün daha iyiye gitti ve şuan tam kadro kreşin 1. ayı bitti.
Çok şükür. küçük adam daha keyifli, ben daha keyifliyim. Kreşin parkının hizmete girmesi ise ayrı bir mutlu etti küçük adamı.
Bundan sonra da hastalıksız ve daha keyifli olur umarım.
03 Temmuz 2009
KREŞ
etiketler
gelişim
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
kıyamam küçük adama , kardeşimin kızı 5 yaşında olmasına rağmen her sabah yalvardı resmen gitmemek için içeri girince susuyormuş o ayrı :) , şimdi okulum deyip duruyor , candaş ın alışmasına da çok sevindim ama seni bayağı üzmüş , öptüm küçük adamı sevgiler
cok zor bir sürec mis :0nsanin celik gibi siniri olmasi lazim .Ben dayanamazdim sahsen .tebrik ediyorum.Bu arada minigin adi Beken ALi'mi yoksa Candas mi karar veremedim :(
O kadar sevindim ki sizden haber aldığıma! Ben uzun süredir ses çıkmayınca Allah korusun Beken'in hastalığı mı acaba dedim ama çok şükür sağlık yönünden değilmiş ara vermeniz.
Kreş içinde çok üzüldüm, küçükler tabii daha ama biz o kadar üzülüyoruz ki onların bu haline. Bizdeki tahribatı ne geçirecek? Sanırım okula koşa koşa gittikleri günler.
Sevgiler,
Figen,
Kreşe alışmak çok zor oldu, ama şuanki keyfini görünce de iyi ki ısrarla göndermişim diyorum.
************
Sinem,
Anne olunca sabır da geliyor insana inan.
Oğlumun adı Ali Candaş. Biz genellikle Candaş'ı kullanıyoruz. Beken ise Candaş'ın kaybettiğimiz ikiz kardeşinin adı.
**************
Ayşen,
Teşekkür ederim ilgine. Bizdeki tahribatta onların mutluluğuyla geçiyor.
***************
alp in kreş travması gibi olmuş... ama ben yanımızda babamız da olmadığı için kıyamadım evde bakıcı ablasıyla şimdi.. fakat ne güzel ki alışmışş. yazıyı okuyunca boğazım düğümlendi.
Candaş çok zorlanınca bakacak birini ben de aradım, bulsaydım akacaktım kreşten. Birini buldum sonra, ama dedimki biri bakarsa zaten en fazla 1 yıl bakacak. Sonra kreşe gitmesi gerekecek zaten. O zaman sil baştan, aynı travmayı tekrar belki de daha ağır yaşayacaktık. Onun için devam dedim, iyiki de demişim. Çok dğişti kreşten beri.
Ama Alpin babası uzakta olduğu için sizin durumunuz farklı. Hem Alp çok zorlanırdı, hem de senin sinirlerin dayanamayabilirdi tek başına. Biraz daha büyüyünce kendisi isteyecektir bence.
Öpüyorum sizi
Yorum Gönder