11 Mayıs 2009
BENİM CANIM ANNEM
2 sene önce anneler gününde küçük adam hastaneden yeni çıkmıştı. 2 kg vardı yoktu.
Daha gülümsemiyordu bile.
Örnek abimiz Ömer de aynı yollardan geçmiş ve 2 yaşına gelmişti. Ömer kreşte "benim annem güzel annem" şarkısını öğrenmiş ve anneler gününde annesine söylemişti.
Nasıl imrenmiştim. Bir anneye daha güzel hediye olabilir miydi?
Küçük adamla Melek alışveriş arabasıyla birbirlerini gezdirdiler evde
O dönemde kafamda bir sürü soru vardı. Candaş o günlere gelebilecek mi? Bir sakatlığı çıkacak mı? Konuşabilecek mi? Yürüyebilecek mi? vs
Şimdi küçük adam Ömer Abisinin o zamanki yaşında.
Babamız anneler günü için biraz az çalıştırmış, anneler gününde şarkı gelmedi bana. Çiçekçiden "bu" diyerek papatya seçmiş benim için. Annesinin papatya sevdiğini de bilirmiş. Babaannesine ise karanfil seçmiş, en pembesinden.
Kendi tercihleri var artık küçük adamın.
İşyeri blokları ile yönü değiştirilemeyen foto
Dün benim ALES Sınavım vardı, anneler günü stresli başladı bizim evde.
Şarkı gelmedi.
Bu sabah ise hayatımızda radikal bir değişimle başladık.
Dün teyzem artık bize gelmenin zor olduğunu ve Candaş'ı O'na getirmemizi istedi.
Sabah 7'de kalktık, O gezmeye gideceğimizi sanarak büyük bir mutlulukla hazırlandı. 7.30'da yola çıktık. Sitede parkı görünce park diye ağladı. İşe geç kalacağım için gidemedik tabii. Babannesine geldiğimizde kapıda çıldırdı, ağlamaya başladı. Girmek istemedi eve. 4 aydır çalışıyorum ama işe başlarken ayrılık acısı yaşamamıştım. Ama şimdi bu durum zor geldi bana. O ağlar, ben ağlarım.
Yüz temizliği
Balkondan bana bak hadi diyerek sakinleştirdik. El salladı bana ama ne olduğunu anlayamadı. İlerleyen günlerde daha iyi anlayacak sanırım.
Bizim için sıkıntılı günler şimdi başlıyor sanırım. Bugün yarın da kreşe başlayacak küçük adam. Virüslerin ortadan iyice çekilmelerini bekliyorum.
Bu sıkıntıların arasında sabah evden çıkarken "benim canım annem" sesleri yükseldi küçük adamdan.
Dünyanın en güzel sözlerinden biriydi bu. Benim küçük adamım büyümüş, "benim canım annem" diyordu.
Harika birşey.
Allah herkese yaşatsın bu güzelliği.
Elinde kamerayla gezen küçük adamın çekimlerinden biri
Küçük adamdan küçük anekdotlar
***Sitedeki futbol ve basketbol sahası şimdiki oyun alanımız. Orada maç yapan abileri-ablaları rahatsıoz etmek en büyük zevki.
Önceki gün yine sahadayız. Ben bir kenarda telefonla konuşuyorum. Babası da voleybol oynayanların yanına giden küçük adamı korumaya çalışıyor, üstüne top gelmesin diye.
Candaş tuttu babasının elinden, sahanın dışına götürdü. Bıraktı. Kapıyı üstüne kapattı ve "baba git" dedi. İşaret parmak ta havaya kalktı ve "hıııı" yaptı.
İnanamadık ya... Büyümüş, babasına kızmış, ceza da kesmiş babaya. Kırmızı kart !!!!
İznini almadan geri dönemedi babamız.
***Dün de sitenin piknik alanında sucuk mangal yaptık. Baba mangal yapıyor, elinde faraşla ateşi yakmaya çalışıyor. Küçük adam da almış eline karton parçası, sürewkliş mangal başında. Diğer masalarda bir doğum günü partisi vardı, gençlerin. Onlar'ın kucağında gezdi durdu. Yüksek volümlü müzikle beraber onlarla dans etti.
O gruptan birinin "2,5 yaşında mı?" sorusu ise beni çok şaşırttı. İlk kez biri 1 yaş üstünde mi diye bir soru sordu. 2 yaşında dediğimde bile insanların şaşkınlıklarını görüyorken ilk kez biri gerçek yaşına yakın bir tahminde bulundu.
Şaşkınlığımı anlattım soruyu sorana. Herkes yaşında var mı diye sorarken 2,5 yaş nasıl aklınıza geldi" dedim.
"Ben pedagogum. Gelişimini 2,5 yaş gibi değerlendirdim" dedi.
Nasıl mutlu oldum anlatamam. Küçük adam kronolojik olarak 28 aylık. Düzeltilmişi ise 25 bile olmadı. Bir uzmanın 2,5 yaş değerlendirmesi harika geldi ailemize. 8,8 kg ve 80 cm lik bir adama 2,5 yaş........
İyiyim bu anneler gününde.
Darısı herkesin başına.
etiketler
gelişim
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder