23 Ağustos 2011

Nazar


Bir arkadaşın evinin kapısında gördüğü nazar boncuklarından istedi, birini aldı.
Eve gelince sordu nazar ne demek diye.



4,5 yaşındaki çocuğa nasıl anlatılır ki nazar?



"Hani bazen insanlar sana diyor ya, "aaaa, şu çocuğa bak ne kadar akıllı, ne kadar tatlı"
İşte o kişi eğer sana bunları seni kıskanarak söylerse sana kötü duygularını verir ve bu da senin belki hastalanmana belki de düşmene sebep olabilir. İşte nazar boncuğu bundan korur seni"
Sözümü yarıda kestirdi ve "anladım anne" dedi.



Koşarak odasına gitti, odasının kapısına astı nazar boncuğunu. "Anne hemen gelmen gerek" dedi.
Gittim, "bak şimdi sana nazar boncuğunun nasıl koruduğunu gösterecem. Sen aaa Candaş ne kadar tatlı diyeceksin" dedi.
NAçizane emir kulu olarak söyledim, daha sözüm bitmeden nazar boncuğunu tak tak tak diye kapıya vurmaya başladı. Anlayamadım neler olduğunu, derken "anne hadi kaç, nazar boncuğum seni korkuttu kaçman gerek"



Koşmaya başladım, eliyle ağzını kapatp kikirdemeleri inletti evin içini.



"Bak gördün mü nazar boncuğum beni nasıl korudu" dedi.
Evet tatlı oğlum, çok güzel anlamışsın gerçekten.
*******************



Eşim bilgisayar ekraanına düşün fotomuzu ekran koruyucu yapmış.
Görünce bir çığlık attı. Anne ve baba...
Ben nerdeydim dedi. Karnımdaydın oğlum dedim.
"Hııı,i sanırım ben o zaman hücre halimdeydim" dedi.
:)))
**********************
İşi gücü alfabe şu aralar.
Uzay ve insan vücudu merakı geçmiş değil. Ama sanırım öğrenebileceği herşeyi öğrendi 4,5 yaş için. Alfabeye geçti.
İnsan vucuduyla ilgili bir anıyı da yazmam lazım aslında.
Her doktora gidişimizde insan vucudu kitabını yanımızda taşıyoruz. Doktorun ilgilenmesi gerekiyor bu durumda, bizimki başlıyor herşeyi anlatmaya.
Geçen endokrindeyiz. Kitabını açtı, sayfa sayfa anlatıyor. Sinir sisteminin işleyişini ve kulaktaki ses titreşimlerinin oluşumunu da anlatınca doktor dedi ki" Senin bildiklerini 20 yaşındaki adamlar bile bilmiyor Candaş"
Gururdan kikir kipir etmeye başladı. Sonra doktor dedi ki bana "endokrine gitmeniz lazım ishalleri için"
Küçük adam araya girdi hemen, "ne dedi annne?"
"Başka bir doktpora daha gitmemiz gerekiyormuş oğlum" dedim.
Durdu 1-2 saniye, hemen koşarak doktorun masasındaki kitabını aldı ve kapıya yöneldi.
"Hadi gidelim anne, o doktora da insan vücudunu öğretecem"
:))))
***************



Geçen parka giderken dedi ki,



"Anne biliyomusun, ben geçen gün parktaki çimenlerin üstünde İngilizce Alfabe şarkısını söylüyordum.



Naz (6 yaş) dedi ki, "sen ne güzel şarkı söylüyorsun böyle?"



Ben de dedim ki (sesini, kalınlaştırarak) "Bak gördün mü, küçüklerinde çok iyi yapabildikleri şeyler vardır"


:)))



Bu defa ben kikir kikir :)


*****


Bu da sevgülü Candan arkadaştan gelen yorum



ha soyle , yedi de, icti de, havuza girdi cikti de,tas gibi sicti de,illaki burdan durtuklemek mi gerekiyor yaz yaz diye.:)cok guzel gelismeler oluyor. Allah herseyin gayretini odullendiriyor.
14 Ağustos 2011 06:56

Özür


Çok uzun süredir bolag birşeyler yazmamıştım. Ama ne hikmetse yorumlar da mail olarak gelmedi bu arada ve ben bana yazılan yorumları şimdi gördüm. Bizimle benzer sıkıntıyı yaşayan herkese mutlaka cevap yazdım suana kadar, yardımcı olmaya çalıştım. Ancak bu yorumları yeni gördüm, ilgisiz oldugum düşünülmesin lütfen. Çok özür dilerim.
*****
Yazan: Tarih: 2011-08-15 23:25:01

Konu:

blogunuzu apne yataklarını araştırırken buldum

kızınızdan Beken\'inizden ayrı 4 seneniz geçmiş.

bizimse 6 senemiz bitti subat basında 7. seneyide devireceğiz

işin kötüsü oglum melek Tugayım sanırım küçük kardeşinide yanına istiyor aynı hastalık ve benzer yan sorunlar var allah kimseye evlat acısı tattırmasın.


************
Çok üzüldüm yaşadıklarınıza. Umarım ve çok gönülden diliyorum ki diğer çocugunuz sağlığına kavuşsun. Sizin inancınız ve sevginiz O'nu hayata bağlayacaktır. Lütfen inanmaktan vazgeçmeyin.

************
Yazan: Tarih: 2011-07-25 22:59:19

Konu: lütfen yardım

merhaba, benim ikizlerim var 19 aylıklar. cuma günü anjio yapılarak 2 mmlik pda mız coil ile kapatılacak. tahmin edebiliyorsunuzdur anne olarak içim yanıyor, sürekli endişelerim var. bir taraftan kendimi teselli etmeye çalışırken bir taraftan da yiyip bitiriyorum. anjio sırasında olumsuz bişeyler gelişecek diye korkuyorum. nette araştırırken size rastladım benzer duygulara siz de kapılmışsınıız sanırım, çok şükür olmuş bitmiş sağlıkla evinize dönmüşsüüz. darıısı başımıza inş. dualrınızı bekliyorum. sevgiler


Çok çok üzgünüm yorumunuzu zamanında göremediğim için. Sanırım bitti operasyon. Eminim ki, herşey yolundadır.
*****
Bu iki arkadaş isim ve mail yazmadıkları için onlara ulaşma imkanım yok. Bana tekrar yazarsanız çok sevinirim.


22 Ağustos 2011

Erkek Erkeğe



Babasıyla hiç vakit geçirmeyen genç adam bugün babasıyla zorla sinemaya gitti, ilk sinemasıydı bu (21 Ağustos 2011).


Arabalara karşı hiç ilgisi yok, ama yine de gönderdim. BAbayla kaynaşsınlar biraz diye, zira entegre kuyruk oldu bana.
Sen de gel dedi, erkek erkeğe gidilir arabalar filmine dedim.
Gitti, biraz sıkılmış ama dehşete düşmüş sinemadan belli ki keyif de almış.
Nasıldı dedim:
Elleriyle gözlerini kapattı "elektrikler söndü, sonra mola oldu (eliyle mola işareti yaptı), sonra bitti" dedi.
Bu arada eve ilk geldiğinde ilk sözü,
"anneeeee...biliyo musun kızlar da vardı sinemada...." oldu.





12 Ağustos 2011

Buradayız

Bu post sevgili Candan Bozdağı için gelsin...Cıstakkk....cıstak...
Havuzdayım canımmm, kusura bakma. Bi rahat vermedin yani:))
**************
Doluyuz epeyce...
Ama öyle yorgun ve bir o kadar da bıkkınım ki, yazamıyorum artık. Elim gitmiyor. 3 yıldır aynı sorunlar etrafında yazıp duruyorum, kafamda sanki bir sürü tilki, hepsi daireler çizarek koşuyor ve aynı zamanda kuyruklarını yakalamaya çalışıyorular.
İşte ben o kuyrugunu yakalamaya çalışan salak tilki modundayım.





(Nazlı Ablasıyla vakit geçirdi epeyce-Üst Fotolar)

(Asya ile yaramazlıkları)
Küçük adam büyüyor bu arada, mental ve davranış olarak büyüyor tabii, fiziksel olarak algılanmasın.
PDA angiyosu sonrası sıra aylardır süren mukuslu kakaya geldi. Süt alerjisi de dahil tüm tezlerimiz geçersiz kalınca sebebini anlayabilmek için endoskopiyi kabul ettik sonunda. Tekrar anestezi verildi, sonucta kronik kolit ve kronik gastrit çıktı. Bu defa sıra kolitin sebebinin araştırılmasına geldi. Barsaklarda yara olmadıgına göre yediği bazı şeylerden kaynaklanıyor olmalı denerek gıda intolerans testi yapıldı, 5 gıdaya karsı. Hayatımda boyle bir test görmedim, 5 gıdaya karşı test yapılıyor ama sonuc sadece tek bir pozitif. Ne sonucun degeri var ne de referans aralığı. Doktor diyor ki bu test % 95 süt ve yumurta içindir. Süt ve yumurta intolerans konusunda kardeştir, ikisini birden kesin. Öyle ki yediklerinin içinde bile olmayacak. HAl böyle olunca tüm bisküvi-kek-çikolata-kahvaltılıkların cogu kesilmiş oldu. Çocuga ne yedireceğimi şaşırıyor olsam da aylardır devam eden ishalin şak diye kesilmesi acayip sevindirik yaptı bizi. Öyle ki sokakta gördüğüm insanlara "Candaş bugün sadece 2 kere sıçtı biliyor musun? Hem de Allah seni inandırsın neredeyse taş gibiydi" diyesim var yani :)))

MArmara Universitesine gidiyoruz cogu muayenemiz için artık. GAstroda süt ve yumurta konusunda aynı seyleri soyledi, ama yavaş yavaş başlayalım vermeye dedi. Gunluk 1 çay kaşığı peynir ile başladık, suanda gayet iyi gidiyor. 2. hafta 2 kaşığa çıkacak. 1 ay sonra da 1 çay kaşığı yumurta sarısıyla başlayarak tepkileri gormeye çalışıcağız. Hem de barsakların o gıdalara karşı toleransını artırmış olacağız umuyorum ki...

FMF atakları konusunda pek ilerleme kaydedemedik. Kortizona devam son hızla. HAtta 2 ay once endoskopi olacagı zaman sabah ilaçlarını vermemiştim, kortizon da içindeydi tabii. Akşam yarım doz vermiştim ve sonraki gun atak geçirdi yine :))

Bu kadar hastalık ve ilaçlarla büyüme konusunda da ilerleme sağlayamadık doğan olarak. Öyle ki son 6 ayda hiç uzamadı boyu. Hem ishal hem kortizon olunca sonuç bu oluyor tabii. Endokrin takibine devam ediyoruz, hormon başlayabiliriz artık dedi. Ama sanırım bu defa biz vazgeçtik, onca hastalık ve ilaçlar arasında bir de çocuga her gece iğne yapmak ve tabii ilacın yan etkileriyle boğuşmaya gerek var mı? Evet yaşıtlarından epeyce küçük bir cocuk ama herseyin de farkında. Birçok konuda yaşıtlarından çok üstte oldugunun da farkında. Herkes farklıdır, Onlar boy olarak büyük olabilir, sen de bildiklerinle büyüksün onlardan benzeri şeyleri ön plana çıkarıyorum aslında. Kendine güveneceği birşeyler olsun ve bunu bilsin istiyorum.


(Kreşte en sevdiği arkadaşı Nehir)


Bu sene hastanelerle boğuşmamız sanırım had safhaya çıktı, önceki yıllarımız daha rahattı.
Romatoloji, endokrinoloji, gastro, nefroloji, immunoloji ve göz poliklinikleri son 6 ay içinde ziyaret ettiklerimiz. Hee, kardiyolojiyi nasıl unuturum? En başta o oldu bu sene.
Kortizon nedeniyle göz kontrollerinin önemi arttı. Gittik kontrole Dr. Hüseyin Yetik'e. Doktorlar konusunda genellikle şanslıyız. En azından sürekli takip olacağımız doktorları belirleyene kadar çok çeşitlilerini görüyouz tabii ama idamedekiler oldukça iyi, hele bizim gibi çok doktor gezen birileri olunca doktor secimi hassaslasıyor.
Hüseyin Bey Candaş'ın ilk kez insan vucuduna ilgi çekmesini sağlayan doktordur.
3 yas kontorlunde hastanede hiç göz resmi olmadıgını farketmişti ve dr sormuştu. İşin ilginci doktor da farketmemişti daha önce. O da Candasın gözün anatomisi gösteren bir kitaptan gözü anlatmıştı. İşte o gün bu gündür Candasın tüm resimleri ve kitapları insan vucudu üzerine oldu. Doktor olma isteği de Hüseyin Beyle tanışınca oldu küçük adamda.





Göz muayenemiz güzel çıktı bu arada. Candas balık ve havucu buyuık bir istekle tüketiyor, "gözümüğn arka kısmındaki damarlar çok güzel olacak" diyor.

Keyfimiz yerinde genelde, geziyoruz, misafir ağırlıyoruz. Baki Dede bir ameliyat geçirdi, İzmir'de. Maaile İzmirdeydik. Kömür Ailesi ilke kez biraradaydı. Dedenin ameliyatı da iyi geçince Çeşmede deniz keyfi yaptık 2-3 gün. 2011 dönemi tatili de bu oldu böylece. Hem açılış hem kapanış oldu yani.


Küçük adam kuyruk modunda hala benimle. Adım attırmıyor bana. Nasıl bağlılık bu bilmem böyle. Geceleri bile sağdan sola dönerken yanında olmayayım " başlıyor "anneeeeee" sesleri. Bu arada beraber uyudugumuzu da yazmaya gerek kalmadı.
Ağzı inanılmaz laf yapıyor, "sevgi böceğim, en kıymetli annem, güneşim benim" ilk aklıma gelen hitap sözleri.




Belediye otobüsüne binip, aha da böyleeee oturasım var yani son zamanlarda